Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Elbette her bütçe önemlidir. Ama bu yıl salgın nedeniyle hazırlanıp yürürlüğe girmesi nedeniyle 2021 bütçesi ayrı bir ehemmiyete sahiptir. Bütçe görüşmelerinde saygıya dair pek çok muhalif görüş ifade edilmiş, seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Fikri olan fikrini söyler. Fikri olmayan ise yalan, iftira ile kendini göstermeye çalışır. Bütçe görüşmelerinde bu yönteme başvuranlar olduğunu da üzüntülerle gördük. 747. Vuslat Yıl Dönümü’ne ulaştığımız Mevlana Hazretleri’nin de dediği gibi testinin içinde ne varsa dışına da o sızar. Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlâk sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz. Bu yalanları milletin gözünün içine baka baka ve kendilerinden gayet emin şekilde söylüyorlar. 1 doğrunun yanına 9 yalan katarak çizdikleri resme herkesin inanmasını bekliyorlar.
ERDOĞAN’DAN CHP’YE: ÇIK KENDİNİ BİR CHECK ET
Herkese hakeret etmekten çekinmiyorlar. Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar.
Öğretmen CHP’li ise, değilse kötü. Çiftçi CHP’ye oy veriyorsa iyi, vermiyorsa cahil. Yargı mensubu CHP’nin istediği gibi davranıyorsa saygıdeğer, kendi vicdanına öre hareket ediyorsa militan. Demokraside asıl olan tehditler yağdırmak değil, millete hizmet etmektir. Kimsenin CHP’nin keyfine göre hareket etme mecburiyeti yoktur.
2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz. Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payendalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başkalarının hayalinde figüran olmak bizim asla takdir edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir
Taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli duruş sergilemek yerine yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar gündem saptırmaya çalışıyorlar. CHP’nin azıcık ar duygusu varsa taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazım.
Gün geçmiyor ki bir taciz olayı, tecavüz olayı, hırsızlık olayı duymayalım. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan arlanmadan çıkıyor, ne diyor, bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle başarılıdır… Yahu şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık, açık net kendini bir check et. Ciddi manada bir check-up’tan geçmesi gerekiyor. Hem ruhsal hem fiziki olarak.
“BULDUKLARI HER FIRSATTA TEK PARTİ FAŞİZMİNE DÖNÜYORLAR”
Tepeden tırnağa taciz, tecavüz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar. Dün de ‘uyuşturucuya vergi alınmalı’ dediler. Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi demek, uyuşturucu kaçakçısı olabilirsin, organ mafyası olabilirsin demektir. Bu ne sapkınlıktır. Buldukları her fırsatta tek parti faşizmine dönüyorlar.
Bu zihniyet Kuran-ı Kerim’i ve ezanı Türkçe okumak garabetine kalkıştı. Asıl mesele niçin bu yola başvurulduğu. Tasavvufta ‘Edep yahu’ kaidesi var. Buna dikkat etmezsen rezil olursun. Bunların da akıbeti budur. Kuran-ı Kerim’e inanıyorsanız ona gereken hürmeti göstermek zorundasınız. Eyüp Sultan’da seçim öncesinde kalkıp da bir mihrabiye yerine Kuran-ı Kerim’i önüne açıp, orada Yasin-i Şerif’ten belli bir bölümü, aslına uygun okumak, sana bir şey getirmez. E niye onu da Türkçe okumadın? Onu da Türkçe okusaydın. Bak bakalım millet sana ne değer veriyor.
Hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Kimsenin inancımıza, kültürümüze, meşrebimize el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. Her şey istismar. Ve gereken dersi gereken hesabı sormak suretiyle bunlar alacak. Gereken dersi gereken hesabı sormak suretiyle alacaklar.
“MUHALEFETİN DE YERLİ VE MİLLİSİNİ KAZANDIRMAK İNŞALLAH BİZE NASİP OLACAK”
Bu zihniyet ekonominin kötüye gitmesinden ve salgının artmasından dahi siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalan bir zihniyettir. Dün çıktı ülkemize yurt dışı ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz ‘Varlık Barışı’ uygulamasını, uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Bunun adı, o zatın kendi meşrebinde dahi, düşkünlüktür. İşte bu kendi ülkesine ve halkına husumeti, siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek hep birlikte boynumuzun borcudur.
Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır. Cumhur İttifakı’yla birlikte önce 2023, ardından da çok daha güçlü şekilde yoluna devam ettirmekte kararlıyız. Bu hedefe ulaşana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur.
AİHM’in Demirtaş kararına tepki
“AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara da değinmek istiyorum. Esasen AİHM, bizim mahkemelerimizi geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkememizce değerlendirilir. AİHM, bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden istisnai bir uygulama yapmıştır. Biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin bütün yolları tüketmiş olması ondan sonra AİHM devreye girebilir. Şimdi görüyoruz ki bütün yollar tüketilmeden AİHM bu kararı almaya tesadül etmiştir. Bu kararlar tamamen siyasidir. Bunun da gereğini, gerekçesini biliyoruz.
Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak niteleyen bir mahkemenin 6-8 ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesi ile sonuçlanan bir eylemin talimatını verene böyle bir karar alması çifte standarttır. Hatta iki yüzlülüktür. AİHM, Türkiye’de saygı görmek istiyorsa önce kendi kararlarına bakmalıdır.
Bu şahıs siyasi söylemleri yüzünden değil terör ile arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emri ile onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde de suçludur. Kobani’nin katili de budur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz.”