Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından 23 Eylül 2020 tarihinde yapılan Kamu Hukuku Yüksek Lisans sınavı hakkında öğrenciler tarafından bir çok şaibe iddiası dile getirildi, sınav açıklandıktan sonra sosyal medyada yine öğrenciler büyük tepki gösterdiler. Sınav günü bir grup öğrencinin salona 45 dakika önce alınması, sonuçların açıklanış şekli ve kazanamadığı halde özel kayıt için çağrılan öğrencilerin varlığı bu şüpheleri artırdı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu avukat Buse Arıs da o iddiaların sahiplerinden ve şaibe iddialarıyla anılan yüksek lisans sınavın iptal edilmesi için dava dilekçesi verdi. Arıs, sınav hakkında konuşulan şaibe iddialarını Jurnal Türkiye’ye anlattı. (Haber: Onur Dalar)
Buse Arıs sınav anında ve sonrasında yaşadıklarından sonra cevap kağıtlarının incelenmesi ve sınavın iptal edilmesi yönünde bir dava dilekçesi sundu. Kendisini sınavın iptali için dava açmaya götürecek süreci anlattı. Arıs yaşadıklarını şu sözlerle anlattı;
“Sınavın 23 Eylül tarihinde olacağını öğrendiğinde okulumdaki sınavda jüri üyesi olacak İdare Hukuku Profesörü hocalarımdan birisine mail attım. Sınava gireceğimi söyledim. Hangi alanlara ağırlık vermem gerektiğini sordum. Bana direk olarak bir şey söyleyemeyeceğini ve jüri üyeleri üzerinden büyük bir baskı olduğunu söyledi. Yani bu ilginçti. Cevap vermeyebilirdi ama direk olarak jüri üyeleri üzerinde baskı olduğunu söylemişti.
Sonrasında şöyle bir olayla karşılaştım. Avukat bir arkadaşım da sınava girmek istiyordu. Bu arkadaşımın babası İzmir’de Bölge İdare Hakimi olarak görev yapıyor. Kendisi bana sınavdan önce aynı liseden mezun olduğu ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde görev yapan bir akademisyen ile görüştüğünü, sınavda çıkacak konulardan vergi hukukunun çıkarıldığını, anayasa hukukunun eklendiğini söyledi. Bu sınava 2 gün kala oldu. Bunu nasıl öğrendiğini sorduğumda geçiştirdi. Ve bana sınava öylesine girdiğini söylüyordu.”
“Sınav günü bir grup 45 dakika önce içeri alındı, biz alınmadık”
“Sınav sabah 9.30’da başlayacaktı. Salgın nedeniyle yarım saat önce gelmemizi istemişlerdi. Saatinde gitmemize rağmen bir kısım öğrencinin içeriye alınmış olduğunu fark ettik. Yani insanlar yavaşlıktan dolayı kısım kısım içeri alınmıyordu. Tam tersi; bir kısım öğrenci içeriye alınmıştı ve biz içeri alınmıyorduk. 45 dakika kadar bekledik. Bu arada sınavın başlaması gereken saat de geçti. Görevliler bize HES kodu soracaklarını ve ateş ölçeceklerini söylüyorlardı. Sonra hepimizi birden içeriye aldılar. Ne HES kodu soruldu ne de ateşimiz ölçüldü.”
“Soruların birilerini geçirmek için hazırlandığı çok belliydi”
“İlk soru ”Anayasada yer alan vergilendirmeyle ilgili maddelerin numaralarını ve bu maddelerin içeriğinde yer alan ilkeleri saymamızı istiyordu. Bu kadar doğrudan bir bilgi sorusu absürt gelebilir sizlere. Birilerini geçirmek için yapıldığı çok belliydi. Ancak işin daha da kötüsü ben o kadar çok çalışmıştım ki bu sorunun cevabını biliyordum.”
“400 kişinin sınav sonucu bir gün sonra açıklandı! Hem de listesiz…”
“400 kişinin girdiği sınavın sonuçları bir gün sonra açıklandı. Düşünün benim sadece 10 sayfaya yakın cevap kağıdım vardı. Bu mümkün değil… Ve normalde sınav sonucu liste şeklinde açıklanır. Kişilerin sınav puanı, ALES puanı, not ortalaması yan yana yazılır. Kazananlar yukarıdan aşağıya sıralanır. Kimin neden kazandığını anlarsınız. Ama böyle açıklanmadı. Bu şekilde açıklamadılar. Okulun sayfasında bir link vardı. TC Kimlik Numaranızı giriyorsunuz ve sadece kendinizin kazanıp kazanamadığını, ya da yedek listesinde olup olmadığınızı görüyorsunuz. Sınavda aldığınız notu bile göremiyorsunuz. Ben kazanmadığımı öğrendim. Bahsettiğim babası İzmir Bölge İdare Hakimi olan arkadaşımı aradım, o da kazanamadığını söyledi.”
Sorulara cevap vermeyen kişi sınavı kazanmış
“Daha sonrasında yine sınav bittiğinden soruları tartıştığımız ve soruların çoğuna hiç cevap vermediğini söyleyen bir arkadaşımı aradım. Kazandığını söyledi. Soruların çoğuna cevap bile vermeden nasıl kazandığını sordum. Biraz yazmıştım, dedi. Bu mesajlar zaten bende duruyor. Sonrasından artık lanet olsun dedim. Sadece tanıdığım bir hocama mesaj attım. “Hocam 3 satır cevap yazan insanlar kazanmış sınavınızı, siz bu sonuçların doğru olduğuna inanıyor musunuz?” dedim. Beni hemen geri aradı. Okula dava açmamı, sınav kağıtlarının tekrar okunması için dilekçe vermemi tavsiye etmediğini ve paralı yüksek lisans programlarının halen açık olduğunu söyledi. Yani paralı yüksek lisansa kayıt olmamı, daha sonra yatay geçiş yapmamı öneriyor. Ben de bunun saçma olduğunu ve zaten sınavı kazanmış olmam gerektiğini söyledim.”
Kazanamayan kişiye özel kayıt: “Bir yanlışlık olmuş, kazandınız”
“Aradan 2 hafta geçti, kesin kayıt tarihi bitti. Çağrılması gerekenler çağırıldı. Babası İzmir Bölge İdare Hakimi olan ve sınavı kazanamadığını söyleyen arkadaşım aradı. “Ben sınavı kazanmışım, bir yanlışlık olmuş. Beni enstitüden aradılar. Özel olarak kayıta çağırdılar” dedi. Bunu söylediğin kayır tarihi geçmişti. Üstüne sınav sonucu ‘kazanamadı’ olarak açıklanmıştı ve yedek listede bile değildi. Ben de ‘Dalga mı geçiyorsun?’ dedim. Ve kendi sınav kağıdının benden kötü olduğunu defalarca söylemişti. Babasının İzmir Bölge İdare Hakimi olması tabii burada büyük bir ‘tesadüf’…”
“Keşke akrabalarınızı kayda çağırsaydınız”
“Bütün bu olanlardan sonra okula dava açtım. Akademisyen olmak benim hayalim. Kazandığıma emindim. Davamı açtım. 10 gündür İdare Mahkemesi’nin sınav kağıtlarını istemesini bekliyorum. İnsan Hakları Hukuku Yüksek Lisansı sınavına giren bir arkadaşım daha var. Onları da jüri üyeleri sınava 2 gün kala değişmiş. O ve arkadaşları da aynı durumdan şikayetçi, neredeyse aynı şeyleri yaşadılar. Zaten bu da haber olarak basına yansımıştı.Yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa hak gasbı devam edecek. Şu anda sınav kağıtlarımın kıyaslanmasını bekliyorum. Umuyorum ki, sınav kağıtlarında bir değişiklik yapılmaz ya da birilerinin babasının hakim olması daha fazla işlerine yaramaz
Bununla ilgili çok fazla şikayet var. Twitter’da yüzlerce gönderi paylaşıldı. Üniversite sonuçların açıklandığına dair bir paylaşım yapmıştı, altına ‘keşke akrabalarınızı kayda çağırsaydınız, sınav hiç yapmasaydınız’ tarzından tepkiler geldi. Bunların hepsini, anlattıklarımın hepsini delil olarak topladım.”


